|
|
|
2-1.Elif, lâm, mim.
1.
|
elif, lâm, mim
|
: elif, lâm, mim
|
2-2.Zâlikel kitâbu lâ reybe fîh(fîhi), huden lil muttekîn(muttekîne).
1.
|
zâlike
|
: işte bu, bu
|
2.
|
el kitâbu
|
: kitap
|
3.
|
lâ
|
: yok, değil
|
4.
|
reybe
|
: şüphe
|
5.
|
fî-hi
|
: onun hakkında, onun içinde, onda
|
6.
|
huden
|
: hidayet, hidayete erdiren
|
7.
|
li el muttekîne
|
: takva sahipleri için
|
2-3.Ellezîne yu’minûne bil gaybi ve yukîmûnes salâte ve mimmâ razaknâhum yunfikûn(yunfikûne).
1.
|
ellezîne
|
: o kimseler, onlar
|
2.
|
yu'minûne
|
: îmân ederler
|
3.
|
bi
|
: ile, ... e
|
4.
|
el gaybi
|
: gayb, bilinmeyen
|
5.
|
ve yukîmûne
|
: ve ikame ederler, hakkıyla yerine
|
6.
|
es salâte
|
: salat, namaz
|
7.
|
ve mimmâ (min mâ)
|
: ve o şeyden, ondan
|
8.
|
razaknâ-hum
|
: onları rızıklandırdık
|
9.
|
yunfikûne
|
: infâk ederler, (Allah yolunda)
|
2.4-Vellezîne yu’minûne bi mâ unzile ileyke ve mâ unzile min kablik(kablike) ve bil âhireti hum yûkınûn(yûkınûne).
1.
|
ve
|
: ve
|
2.
|
ellezîne
|
: o kimseler, onlar
|
3.
|
yu'minûne
|
: îmân ederler
|
4.
|
bi mâ
|
: şeye
|
5.
|
unzile
|
: indirildi
|
6.
|
ileyke
|
: sana
|
7.
|
ve mâ
|
: ve şey
|
8.
|
unzile
|
: indirildi
|
9.
|
min
|
: den
|
10.
|
kabli-ke
|
: senden önce
|
11.
|
ve
|
: ve
|
12.
|
bi el âhireti
|
: ahirete (ruhun ölümden evvel Allah'a ulaşmasına)
|
13.
|
hum
|
: onlar
|
14.
|
yûkınûne
|
: yakîn hasıl ederler (kesin olarak inanırlar)
|
2.5.Ulâike alâ huden min rabbihim ve ulâike humul muflihûn(muflihûne).
1.
|
ulâike
|
: işte onlar
|
2.
|
alâ
|
: üzere, üzerinde, ... e
|
3.
|
huden
|
: hidayet
|
4.
|
min
|
: den
|
5.
|
rabbi-him
|
: kendi Rab'leri, onların Rabbi
|
6.
|
ve
|
: ve
|
7.
|
ulâike
|
: işte onlar
|
8.
|
hum
|
: onlar
|
9.
|
el muflihûne
|
: felâha erenler, kurtuluşa erenler
|
2-6.İnnellezîne keferû sevâun aleyhim e enzertehum em lem tunzirhum lâ yu’minûn(yu’minûne).
1.
|
inne
|
: muhakkak
|
2.
|
ellezîne
|
: o kimseler ki, onlar
|
3.
|
keferû
|
: inkâr ettiler
|
4.
|
sevâun
|
: eşittir, birdir
|
5.
|
aleyhim
|
: onlara, onlar için
|
6.
|
e
|
: mı
|
7.
|
enzerte-hum
|
: onları uyardın
|
8.
|
em
|
: yoksa, veya
|
9.
|
lem tunzir-hum
|
: onları uyarmadın
|
10.
|
lâ yu'minûne
|
: âmenû olmazlar (Allah'a ulaşmayı dilemezler)
|
2-7.Hatemallâhu alâ kulûbihim ve alâ sem’ıhim, ve alâ ebsârihim gışâveh(gışâvetun), ve lehum azâbun azîm(azîmun).
1.
|
hateme
|
: mühürledi
|
2.
|
allâhu
|
: Allah
|
3.
|
alâ
|
: üzerine
|
4.
|
kulûbi-him
|
: onların kalpleri
|
5.
|
ve
|
: ve
|
6.
|
alâ
|
: üzerine
|
7.
|
sem'ı-him
|
: onların işitme hassası
|
8.
|
ve
|
: ve
|
9.
|
alâ
|
: üzerine
|
10.
|
ebsâri-him
|
: onların görme hassası
|
11.
|
gışâvetun
|
: perde
|
12.
|
ve
|
: ve
|
13.
|
lehum
|
: onlarındır, onlar için vardır
|
14.
|
azâbun
|
: bir azap
|
15.
|
azîmun
|
: azîm, büyük
|
2-8.Ve minen nâsi men yekûlu âmennâ billâhi ve bil yevmil âhıri ve mâ hum bi mu’minîn(mu’minîne).
1.
|
ve min en nâsi
|
: ve insanlardan bir kısmı
|
2.
|
men
|
: kimse, kişi
|
3.
|
yekûlu
|
: der, söyler
|
4.
|
âmennâ
|
: biz îmân ettik
|
5.
|
billâhi (bi allâhi)
|
: Allah'a
|
6.
|
ve
|
: ve
|
7.
|
bi el yevmi el âhıri
|
: sonraki güne, ölümden evvel ruhun Allah'a ulaşacağı güne
|
8.
|
ve mâ
|
: ve değil
|
9.
|
hum
|
: onlar
|
10.
|
bi mu'minîne
|
: mü'minler, mü'min olanlar
|
2-9.Yuhâdiûnallâhe vellezîne âmenû, ve mâ yahdeûne illâ enfusehum ve mâ yeş’urûn(yeş’urûne).
1.
|
allâhe
|
: Allah
|
2.
|
yuhâdiûne
|
: aldatırlar
|
3.
|
ve
|
: ve
|
4.
|
ellezîne
|
: o kimseler, onlar
|
5.
|
âmenû
|
: îmân ettiler
|
6.
|
ve
|
: ve
|
7.
|
mâ yahdeûne
|
: aldatmıyorlar
|
8.
|
illâ
|
: ancak, sadece
|
9.
|
enfuse-hum
|
: kendileri
|
10.
|
ve
|
: ve
|
11.
|
mâ yeş'urûne
|
: farkında olmazlar, farkına varmazlar
|
2-10.Fî kulûbihim maradun, fe zâdehumullâhu maradâ(maradan) ve lehum azâbun elîmun bi mâ kânû yekzibûn(yekzibûne).
1.
|
fî
|
: içinde, vardır
|
2.
|
kulûbi-him
|
: onların kalpleri
|
3.
|
maradun
|
: maraz, hastalık
|
4.
|
fe
|
: o zaman, böylece
|
5.
|
zâde
|
: artırdı
|
6.
|
hum
|
: onlar, onlara, onların
|
7.
|
allâhu
|
: Allah
|
8.
|
maradan
|
: maraz, hastalık
|
9.
|
ve
|
: ve
|
10.
|
lehum
|
: onlar için vardır, onlara vardır
|
11.
|
azâbun
|
: bir azap
|
12.
|
elîmun
|
: elîm, acıklı
|
13.
|
bi mâ
|
: sebebiyle
|
14.
|
kânû
|
: oldular
|
15.
|
yekzibûne
|
: yalanlıyorlar
|
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 1 ziyaretçi (33 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
|
|